10 Kasim 1938’den beri….

Atam izindeyiz derken, bir dakikalik saygi durusunda bulunurken bir dusunun. Cumhuriyet ile gelen, senelerdir anlattigimiz, ogrendigimiz, ovundugumuz guzelliklerin uzerine son 80 yil ne kattik? Neredeyse hicbir sey.

Ataturk’un ileri goruslulugunu overken, onun sozlerini alintilarken de dusunun. O sozler ‘vay be ne adammis dememiz icin mi, bugun yasananlari onaylamak icin mi soylenmis yoksa bir anlam mi ifade ediyor?’ Dusunun o neredeyse bir asir sonrasini yorumlarken, biz burnumuzun ucunu gorebiliyor muyuz, dogru yorumlayabiliyor muyuz? Goruyorsak bile adim atiyor muyuz?

Mustafa Kemal Ataturk’un kararliligindan, caliskanligindan, azminden bahsederken bir dusunun. Onun yarisi kadar hatta milyonda biri kadar azimli ve caliskan misiniz? Isiniz her ne olursa olsun, hangi ortamda olursaniz olun en iyi sekilde yapmaya calisiyor musunuz? Her nerede olursaniz olun ornek oluyor musunuz?

Ataturkcu oldugunuzu iddia ederken tekrar tekrar dusunun? Ne yaptiniz da Ataturkcu oldunuz? Bunun icin bir caba sarfettiniz mi? Su an sarfediyor musunuz? Onu, ‘ulkenin kurtaricisi ve kurucusu disinda asirlarca unutulmayacak adam yapan neydi dusundunuz mu? Onu sebebsiz olarak ozlemek, mars okuyarak onemli bir sey yaptigini dusunmek disinda ne yapiyorsunuz, bir dusunun.

“beni övme sözlerini bırakınız. gelecek için neler yapacağız, onlardan bahsediniz.” sozunden ne anliyorsunuz bir dusunun.

“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” derken, artik bu duzen boyle gider mi demek istedi yoksa baska bir seyden mi bahsediyordu dusunun.

Bugun, Ataturk kelimesinin gectigi her yerde, ‘unutmak’ fiili geciyorsa, Ataturk populer kultur ogesi haline donustuyse, iste tum bunlari dusunmedigimiz icin. Etten, kemikten Mustafa Kemal’i yasatmaya calisirken, ikinci Mustafa Kemal’i 1938’de gomdugumuz icin

Leave a comment